Geçmiş, şimdiki ve gelecekteki iklimimizin stokunu almak
Siz bir şey söylemeden önce, aslında neredeyse Nisan olduğunu biliyorum. Ama bu hafta benim için bir tür iklim değişikliği Yeni Yıl gibi belirgin bir his var. Bazı kültürlerde yeni yıl olarak kutlanan bu hafta sadece bahar ekinoksu değil (Nevruz Kutlu Olsun!), Ayrıca Pazartesi günü beni çok düşünceli bir ruh haline sokan büyük bir BM iklim raporunun yayınlandığını gördük.
Rapor, iklim değişikliği araştırmalarının durumu hakkında raporlar yayınlayan bir grup bilim insanı olan BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nden (IPCC) geliyor.
IPCC, ver ya da al, yedi yıllık döngülerde çalışır. Grup her döngüde iklim değişikliğiyle ilgili yayınlanmış tüm literatüre bakar ve farklı konularda bir avuç dolusu raporu bir araya getirerek her şeyi özetleyen bir sentez raporuna götürür. Bu haftaki yayın, bu sentez raporlarından biriydi. 2014’ten birini takip ediyor ve 2030 civarında bir tane daha görmeliyiz.
Bu raporlar mevcut araştırmaların bir nevi özeti olduğu için, Bu anı düşünme zamanı olarak düşünüyordum. Bu nedenle, bu haftaki haber bülteni için, yeni yıl ruhuna girebileceğimizi ve iklim değişikliği konusunda nereden geldiğimize, nerede olduğumuza ve nereye gittiğimize bir göz atabileceğimizi düşündüm.
İklim geçmişi: 2014
2014’ten başlayalım. Atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu milyonda 400 parçanın biraz altındaydı. Pharrell Williams’ın “Happy” şarkısı beni yavaş yavaş delirtiyordu. Ve Kasım ayında, IPCC beşinci sentez raporunu yayınladı.
2014 IPCC sentez raporunun bazı bölümleri tanıdık geliyor. Yazarları, insan faaliyetinin iklim değişikliğine neden olduğunu, adaptasyonun bunu engellemeyeceğini ve dünyanın sera gazı emisyonlarını sınırlamak için harekete geçmesi gerektiğini açıkça ortaya koydu. Aynı satırları bu yılın raporunda da gördüm.
Ancak çarpıcı farklılıklar da var.
Birincisi, politik olarak farklı bir yerdeydik. Dünya liderleri, küresel ısınmayı 1,5 °C (2,7 °F) hedefi ile sanayi öncesi seviyelerin 2 °C (3,6 °F) üzerinde sınırlama hedefi belirleyen dönüm noktası olan Paris anlaşmasını henüz imzalamamışlardı. 2014 değerlendirme raporu, bu anlaşmanın temelini attı.