Gen düzenlemenin 2023’te yükseliş yılı oldu
Aslında sürpriz olmamalıydı. Belki de hiçbir teknolojinin tıbbı dönüştürme gücü yoktur ve onun büyük potansiyeli yeni yeni fark edilmeye başlamaktadır. Gen düzenleme, genetik kodumuzun bazı kısımlarını silmek, eklemek veya değiştirmek için kullanılabilir. Yıllardır DNA’yı değiştirebiliyoruz, ancak CRISPR gibi daha yeni teknolojiler bunu her zamankinden daha hızlı, daha doğru ve daha verimli yapabileceğimiz anlamına geliyor. 2023 yılında CRISPR tabanlı gen düzenleme terapisinin ilk onayını gördük. Ve çok daha fazlası gelecek. O halde gelin bu yıl haber konusu olan gelişmelere bir göz atalım. Gen düzenlemenin vaadi nedir ve mevcut tuzaklar nelerdir?
Şanslı molalar ve sonraki adımlar
İlk CRISPR terapisi olan Casgevy, orak hücre hastalığını tedavi etmek için İngiltere ve ABD’de zaten onaylandı. Ve şu anda Avrupa Birliği’nde onayın eşiğinde. Orak hücre hastalığına, kırmızı kan hücrelerinin karakteristik hilal ay şekline yol açan hemoglobin genindeki bir mutasyon neden olur. Tedavi, hastalığın altında yatan nedene yönelik değildir; bunun yerine, insanların normalde yalnızca rahimde ve bebekken ürettiği bir tür hemoglobinin üretimini engelleyen başka bir geni devre dışı bırakır. Bu genin devre dışı kalmasıyla, bu ikinci tip hemoglobinin üretimi yeniden başlar. Terapi işe yarıyor çünkü fetal hemoglobine sahip hücreler orak oluşturmuyor. Meslektaşım Antonio Regalado’nun yazdığı bu hikayede Casgevy’nin gelişiminin büyüleyici arka planı hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Neden bu dolambaçlı yola girelim? CRISPR’ın mevcut versiyonları en iyi şekilde bir makas gibi çalışır ve genleri devre dışı bırakan parçalar oluşturur. Bu onun kullanışlılığını sınırlar. CRISPR’ın yeni versiyonları, araştırmacıların genetik kodu değiştirmesine ve hatta yeni genler eklemesine olanak tanıyacak ve bu da çok çeşitli genetik hastalıkların ele alınmasını mümkün kılacak.
Örneğin Verve Therapeutics, temel düzenleme adı verilen bir yaklaşımı test ediyor. Jessica Hamzelou Ocak ayındaki hikayesinde bu tekniği derinlemesine ele aldı: “Dört DNA bazı vardır: A, T, C ve G. CRISPR 2.0 makinesi DNA’yı kesmek yerine bir temel harfi diğerine dönüştürebilir. Temel düzenleme, C’yi T ile veya A’yı G ile değiştirebilir.” Verve’nin kurucu ortağı ve kıdemli bilimsel danışmanı Kiran Musunuru’ya göre, “Artık makas gibi değil, daha çok kurşun kalem ve silgi gibi davranıyor.”
Verve’nin şu anda küçük bir klinik denemede test edilen terapisi, bir gendeki tek bir bazın yerini, yüksek kolesterolle bağlantılı olan PCSK9 adlı bir proteinle değiştiriyor. (Terapi, MIT Technology Review’un 2023 Çığır Açan 10 Teknolojisinden biriydi.) Bu değişiklik geni devre dışı bırakıyor, bu da vücudun daha az PCSK9 ürettiği ve kolesterol seviyelerinin düştüğü anlamına geliyor. Kasım ayında şirket ara sonuçları açıkladı: Terapinin tek bir enjeksiyonu, yüksek kolesterole neden olan genetik rahatsızlığı olan 10 kişide kandaki LDL düzeylerini %55’e kadar azalttı.
Bilim adamlarının DNA parçalarını değiştirmesine veya yeni genetik kod parçaları eklemesine olanak tanıyan CRISPR 3.0 hala hayvanlarda test ediliyor. Prime Medicine adlı şirket, genetik bir bağışıklık bozukluğu olan kronik granülomatöz hastalığın tedavisine yönelik insan denemesini 2024 yılında başlatmak için FDA onayı almayı planlıyor.
En azından şimdilik tuzaklar devam ediyor.
Onaylanmış tek CRISPR tedavisi basit bir çözüm değildir. Hastaların kemik iliği nakli geçirmesi gerekiyor: Arızalı hücreleri yok etmek için kemoterapiden sonra kök hücreler çıkarılıyor, laboratuvarda düzenleniyor ve sonra yeniden veriliyor. Terapiyi alan az sayıda kişiden biri olan Jimi Olaghere bunun ne kadar zor olduğunu yazdı. Hücre toplama süreci onu o kadar zayıf bıraktı ki kan nakline ihtiyaç duydu. Ve kemoterapi “mide bulantısı, halsizlik, saç dökülmesi, zayıflatıcı ağız yaraları ve altta yatan durumu kötüleştirme riskiyle başa çıkmak” anlamına geliyordu. Toplamda 17 haftayı hastanede geçirdi.
Tedavinin karmaşıklığı göz önüne alındığında, pahalı olduğunu öğrenmek sizi şaşırtmayacaktır; tahmini maliyeti 2,2 milyon dolardır. Bu fiyat etiketi pek çok kişi için, özellikle de düşük gelirli ülkelerdeki insanlar için bu ürünün ulaşamayacağı anlamına geliyor.