Erdoğan yüksek mahkemeyi eleştirerek Türkiye’de yargı krizini körükledi | Haberler
Ana muhalefet partisi bunu cumhurbaşkanının ‘anayasal düzeni ortadan kaldırma girişimi’ olarak nitelendiriyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin en yüksek mahkemesini hata yapmakla ve hakimlerine karşı benzeri görülmemiş bir cezai soruşturmayı savunmakla suçlayarak, gelişmekte olan bir yargı krizine girdi.
Temyiz Mahkemesi’nin bu hafta beklenmedik bir şekilde Anayasa Mahkemesi’nin yetkisine itiraz ederek Anayasa Mahkemesi yargıçları hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından, Cuma günkü yorumlar hukukun üstünlüğü konusunda bir tartışmayı alevlendirdi.
Anlaşmazlık, geçtiğimiz yıl ödüllü hayırseverin de yargılandığı davada 18 yıl hapis cezasına çarptırılan yedi sanıktan biri olan tutuklu avukat Can Atalay hakkında çıkıyor. Osman Kavala ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
47 yaşındaki Atalay’ın mayıs ayında yapılan genel seçimlerde hapisten kaçmasına izin verildi ve sol görüşlü Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili olarak milletvekili seçildi.
Anayasa Mahkemesi geçen ay hapisteki milletvekilinin serbest bırakılması gerektiğine karar verdi; temyiz mahkemesi bu kararın anayasaya aykırı olduğunu söyledi.
Cuma günü makamından yayımlanan metne göre Erdoğan, Özbekistan dönüşünde gazetecilere yaptığı açıklamada, “Maalesef Anayasa Mahkemesi bu noktada üst üste birçok hata yaptı, bu da bizi ciddi anlamda üzüyor” dedi.
“Anayasa Mahkemesi, Yargıtay’ın bu konuda attığı adımı küçümseyemez, etmemelidir” dedi.
Türkiye barosu ve ana muhalefet partisi, temyiz mahkemesinin kararını “darbe girişimi” olarak kınadı ve Cuma günü, çoğu yasal cübbeli avukat olan yüzlerce üye, başkentin sokaklarında “adalet” sloganları atarak gösteri yaptı.
Ankara adliyesinden Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay’ın yan yana bulunduğu Ahlatlıbel ilçesine kadar 10 kilometreden fazla yürüdüler.
Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu, “Vatandaşlarımızın bu mücadelenin sadece avukatların mücadelesi olmadığını, anayasa mücadelesi olduğunu anlaması gerekiyor” dedi.
Anayasa Mahkemesi binası önünde yürüyüşe katılan ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yeni lideri Özgür Özel, son yargı krizinin “Erdoğan’ın anayasal düzeni elden geçirme girişimi” olduğunu söyledi.
“Görevini anayasadan alan cumhurbaşkanı, Yargıtay’ın anayasayı yok sayan eylemlerini destekliyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararları anayasaya göre herkes için bağlayıcıdır” diyen Özel, Erdoğan’a anayasaya sahip çıkması çağrısında bulundu.
Erdoğan, iktidardaki AK Parti üyelerine temyiz mahkemesi itirazını desteklemelerini söyledi ve bu hareketi eleştiren bazı parti saflarını hedef alıyor gibi göründü.

‘Hukuk devletinin bozulması’
Daha sonra Ankara’da düzenlenen bir törende yaptığı açıklamalarda Erdoğan, iki yüksek mahkeme arasındaki anlaşmazlığın yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulduğunu gösterdiğini, bunun da parlamentonun konuyu gelecek yıl ele alması yönünde uzun süredir devam eden tutumunu yansıttığını söyledi.
Analist Gareth Jenkins’e göre son kriz, Erdoğan’ın “eleştirmenlerini ve muhaliflerini kovuşturmak ve hapsetmek gibi istediğini yapan bir yargı sistemi de dahil olmak üzere Türkiye’de olup bitenler üzerinde daha fazla kontrol” istediğini gösterdi.
“Onun tercihi işleri anayasaya uygun yapmaktır. Bu nedenle 2010 ve 2017 yıllarında mevcut anayasayı değiştirdi ve şimdi tamamen yeni bir anayasadan söz ediyor” diye konuştu.
Hukuk uzmanları, ülkenin en önde gelen iki mahkemesi arasındaki böylesi bir krizin benzeri görülmemiş bir durum olduğunu söyledi ve yargının Erdoğan’ın iradesine boyun eğdiği yönündeki endişelerin altını çizdi.
Bu, Avrupa Komisyonu’nun, Türkiye’nin uzun zamandır durağan olan Avrupa Birliği üyelik hedefine ilişkin yıllık raporunu yayınlamasıyla aynı zamana denk geldi; bu raporda demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı konularında “ciddi gerileme”nin altı çizildi.
Komisyon ayrıca Türkiye’nin “terörle mücadele” operasyonlarında insan hakları ve temel özgürlükler ilkelerine uymadığını da belirtti.