DÜNYA

Türkiye’de darbe girişimine karşı çıkanları anıyoruz | türkiye darbe girişiminde bulundu


15 Temmuz 2016’da toplumun her kesiminden Türk erkeği, kadını ve çocuğu dirilen bir ulusu ezmeyi amaçlayan bir darbe girişimine cesurca karşı çıktı. Ordu içindeki hain bir grubun önderliğindeki tanklara, silahlara ve bombalara meydan okuyan Türkiye’nin cesur halkı, milletinin demokratik ve insan merkezli geleceğini korumak için mücadele etti. Woodrow Wilson bir keresinde şöyle demişti: “Demokrasiye inanıyorum çünkü o her insanın enerjisini serbest bırakır.” Bu enerji, cesaret ve kahramanlık, Türkleri özgürlüklerine değer vermeye, baskıya karşı ayaklanmaya ve ülkelerini korumak için mücadele etmeye iten şeydir.

Darbe girişimi, Türkiye’nin “Türkiye Yüzyılı” vizyonunu gerçekleştirirken karşı karşıya kaldığı önemli tehditlerin açık bir hatırlatıcısı olmuştur. Bu tehditler – hem yerel hem de uluslararası – demokratik sürece karşı çıktı ve ülkenin istikrarını bozmaya çalıştı. Bu bağlamda, bu yılki özel anma töreni, başkalarının özgür, demokratik ve çoğulcu bir ülkede yaşaması için hayatlarını feda eden “Türkiye Yüzyılının Kahramanları”na ithaf edilmiştir. Özgürlükten, eşitlikten ve hukukun üstünlüğünden yana duran, milletin egemenliği ve “Türkiye Yüzyılı” hedefleri uğruna en büyük fedakarlığı verdikleri için sadece bizim değil, dünyanın kahramanlarıdırlar.

Bunun, bir yanda seçilmiş cumhurbaşkanının önderliğindeki demokrasi güçleri ile bir yanda polis, asker ve yargı gibi devlet kurumları içindeki hain unsurların yönlendirdiği bir başkaldırı arasında bir ölüm kalım savaşı olduğu inkar edilemez. Bir yanda yabancı destekli terör örgütü. Demokrasiyi bozmaya yönelik acımasız girişimlerinde 251 masum vatandaş öldürüldü, 2.196 erkek, kadın ve çocuk ağır yaralandı ve yüz milyonlarca dolarlık altyapı yok edildi. Milletin iradesinin simgesi olan Meclis, ülke tarihinde ilk kez bombalandı. Bütün bunların arkasında FETÖ lakaplı suç, terör ve istihbarat örgütü vardır.

FETÖ, biraz arka plan sağlamak için 1960’ların sonlarında önemli yabancı fon sağlayıcılarla “dini bir hareket” olarak kuruldu. FETÖ mensupları, eğitimi ve dinler arası diyaloğu teşvik etme kisvesi altında, Türk devletini yasadışı bir şekilde kontrol altına almak amacıyla orduya, kolluk kuvvetlerine, yargıya ve çok sayıda devlet kurumuna sızdı. Bu, 20 yılı aşkın bir süredir Amerika Birleşik Devletleri’nde muazzam bir malikanede yaşayan, büyüklük hayalleri kuran bir megalomanyak olan Fetullah Gülen tarafından yönetilen ve küresel erişime sahip gizli bir terör örgütüdür.

O kara günlerin üzerinden yedi yıl sonra bugün, terör FETÖ şebekesiyle Türkiye içinde ve dışında mücadele, ülkenin temel önceliklerinden biri olmaya devam ediyor. Türkiye sadece FETÖ’yü değil, tüm aşırılık yanlısı örgütleri ve işbirlikçilerini ortadan kaldırmaya kararlıdır. Türkiye nerede olurlarsa olsunlar bunların peşine düşecek ve olaya karışan herkesi adalet önüne çıkaracaktır. FETÖ, okullar, STK’lar, lobiciler, medya kuruluşları ve şirketler aracılığıyla dünya genelinde 160’tan fazla ülkede yasa dışı faaliyetlerde bulunmaktadır. 2016’dan bu yana, 45 ülkede faaliyet gösteren birçok okul ve eğitim merkezi, ilgili ev sahibi ülkeler tarafından ya kapatıldı ya da el konuldu. Şu an itibariyle 20 okul Türkiye Maarif Vakfı’na devredildi. Bu, Türk milletinin iyi niyetini hain amaçlarla silahlandırmak isteyen suç unsurlarının belini kırmıştır. Türkiye, kurallara dayalı bir uluslararası düzenden yana kararlı bir şekilde ayakta durma kararlılığını sürdürüyor.

Başarısız darbeden bu yana Türkiye, COVID-19 salgını ve yakın zamanda ülkenin güneyini vuran ve yaklaşık 60.000 kişinin hayatına mal olan feci bir deprem de dahil olmak üzere birçok zorluktan kurtuldu. 100.000’den fazla bina çöktü ve çok daha fazlası ciddi şekilde hasar gördü. Yıkıcı depremden üç hafta sonra hükümet, 650.000 yeni ev, 507.000 konut ve 143.000 köy evi inşa etmeyi içeren hızlı bir yeniden inşa planı başlattı. Türk halkının derinden takdir ettiği anıtsal bir girişimdi. Bu nedenle Türkiye, yıkıcı depremden sadece birkaç ay sonra adil, şeffaf ve barışçıl bir şekilde cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri gerçekleştirdi. Olgun ve katılımcı bir demokrasi ile vatandaşların siyasi bağlılık düzeyi arasındaki sinerji dikkate alındığında, seçimlerdeki yüksek katılım, Türk halkının siyasi iradesini ülkesinin efendisi olarak kullanmakta tereddütsüz olduğunu kanıtlıyor. Liderlik ve halk arasındaki bu derin güven ilişkisi sayesinde Türkiye güçlenerek yükselmeye devam ediyor.

Son olarak, hain darbe girişiminin bu yedinci yıl dönümünde, vatanı için canını feda eden tüm şehitlerimizin asil fedakarlıklarını alkışlıyoruz. Bu nedenle fedakarlıkları sadece “Türkiye’nin Asrın Kahramanları” olarak değil, “istikrar, birlik, barış ve demokrasi kahramanları” olarak da her zaman hatırlayacağız. Aynı şekilde Türkiye, bu çetin sınavda Türk milletinin yanında yer alan ve dünya liderleri arasında darbe girişimini ilk kınayan ülke olan kardeş ülkemiz Katar’a ve Ekselansları Emir Tamim bin Hamad Al Thani’ye her zaman derinden minnettar olacaktır.

Bu makalede ifade edilen görüşler yazara aittir ve Al Jazeera’nin editoryal duruşunu yansıtması gerekmez.